Avukat Huzeyfe Sarı,Tüketici Hukuku Davaları
|

Otomotiv Sektöründe Ayıplı Mal

Otomotiv endüstrisi, terim anlamı olarak, motorlu taşıtları tasarlayan, geliştiren, üreten ve pazarlayan iş sektörüdür. Otomotiv sektöründe; sıfır ve ikinci el araç satışları, kısa ve uzun dönem araç kiralamaları, bakım hizmetleri satış sonrası hizmetler gibi birçok hizmet tüketiciye sunulmaktadır. Söz konusu hizmetlerin sunulması sürecinde yahut sonucunda, satıcı ve tüketici arasında hukuki ihtilaflar meydana gelebilmektedir.

Sektörün büyümesi ve pazarlama imkanlarının artmasıyla birlikte Av. Huzeyfe SARI Hukuk ve danışmanlık bürosu olarak tarafımıza gerek satıcı gerekse tüketici taraflar meydana gelen hukuki ihtilafların çözümü için başvurmaktadır. Yazımızda önümüze gelen uyuşmazlıklarda sıklıkla karşılaştığımız ayıp türlerinden bahsedeceğiz. Hukukumuzda ayıbın niteliğinin belirlenmesi; uygulanacak kuralların doğru şekilde tespit edilmesinin yanında doğru hukuki sonuca ulaşabilmek için büyük önem arz etmektedir. Bu kapsamda öncelikle ayıp kavramından bahsetmemiz gerekmektedir.


Hukukumuzda satış sözleşmelerinde ayıptan doğan sorumluluk TBK m.219-231 hükümleri arasında düzenlenmiş ve buna paralel olarak 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) m.8 ve devamı hükümlerinde düzenlenmiştir.

III. Ayıptan sorumluluk
1.   Konusu
a.   Genel olarak
Madde 219 – Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.
Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.

Ayıplı mal
MADDE 8- (1) Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.
(2) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.
(3) Sözleşmeye konu olan malın, sözleşmede kararlaştırılan süre içinde teslim edilmemesi veya montajının satıcı tarafından veya onun sorumluluğu altında gerçekleştirildiği durumlarda gereği gibi monte edilmemesi sözleşmeye aykırı ifa olarak değerlendirilir. Malın montajının tüketici tarafından yapılmasının öngörüldüğü hâllerde, montaj talimatındaki yanlışlık veya eksiklik nedeniyle montaj hatalı yapılmışsa, sözleşmeye aykırı ifa söz konusu olur.


Ayıplı mal kavramı yukarıda belirtmiş olduğumuz kanun hükümleri çerçevesinde özet olarak satıcının alıcıya bildirdiği nitelikler ile satılanda mevcut olan niteliklerin eksiklikler bulundurması sonucu oluşmaktadır. Hukukumuzda ayıbın niteliğinin belirlenmesi; uygulanacak kuralların doğru şekilde tespit edilmesinin yanında doğru hukuki sonuca ulaşabilmek için büyük önem arz etmektedir.


1-) Maddi Ayıp

Hukukumuzda maddi ayıp kısaca: açık ya da gizli olsun; ortaya çıkan, gözle görülebilen ve duyu organları ile hissedilebilen ayıplar olarak tanımlanabilmektedir. Literatürde “fiziki ayıp” veya “teknik ayıp” gibi ifadelerde kullanılabilmektedir. Satılan aracın fiziksel niteliklerini olumsuz olarak etkileyen renk, şekil, hacim vs. gibi hususlarda bulunan eksiklikler ve farklılıklar maddi ayıp olarak nitelendirilmektedir.

Otomotiv sektöründe yapılan satışlarda sıklıkla karşılaştığımız yapısal, işlevsel ve fiziksel olarak ortaya çıkan ayıplar şöyle örneklendirilebilir;

  • Otomobilde motor arızasının bulunması
  • Fren sistemlerinde arıza bulunması
  • Şanzımanda arıza bulunması
  • Far arızasının bulunması
  • ABS sisteminde arıza bulunması ve ikaz aşıklarının yanması
  • Sunroof arızası veya ses gelmesi

gibi ayıplarda sıklıkla karşılaşılmaktadır.


2-) Hukuki Ayıp

Hukuki ayıp, çeşitli hukuksal nedenlerden dolayı alıcının satılan malı kullanmasını ve maldan yararlanmasını sınırlayan veya tamamen kaldıran ayıp çeşididir. Söz konusu hukuki kısıtlamalar otomotiv sektöründe her somut olaya göre farklı zamanlarda farklı şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Genellikle karşılaştığımız hukuki ayıplar şöyle örneklendirilebilir;

  • Aracın kilometre sayacında oynamalar yapılmış olması
  • Ruhsatın sahte olması
  • Satış sözleşmesine konu edilen aracın üzerinde haciz bulunması
  • Aracın üzerinde rehin ya da intifa hakkı tesis edilmiş olması
  • Satış konusu otomobilin yasadışı yollarla ithal edilmiş olması
  • İthalatın usulsüz olması neticesinde araca el konulması
  • Mahkeme tarafından satıma konu aracın müsadere edildiği durumlar

gibi çok farklı hukuki ayıplar meydana gelebilmektedir.


3-) Ekonomik Ayıp

Ekonomik ayıp; satılan maldan beklenen ekonomik gelir ve verimliliği kısmen veya tamamen etkileyen nitelikteki eksikliklerdir. Otomotiv sektöründe araçtan beklenen verim ve gelire engel olan nitelikler sıklıkla karşılaştığımız ayıp türlerdir. Uygulamada genellikle karşımıza çeşitleri şöyle örneklendirilebilir;

  • Aracın değişik bölgelerinde boya kalınlığının farklı olması
  • Yakıt tüketiminin belirtilen değerlere göre fazla olması
  • Çeşitli mevzuatlarda düzenlenen ölçülerde olduğu belirtilip fakat ölçülerden dolayı vize alamayan araç ve araç parçalarının satılması

gibi ayıplarla sıklıkla karşılaşılmaktadır.


Açık Ayıp – Gizli Ayıp – Gizlenmiş Ayıp

Yukarıda sınıflandırmış olduğumuz ayıp türleri, ayıbın öğrenilme durumu açısından da çeşitlendirilebilmektedir. Uygulamada Açık Ayıp, Gizli Ayıp ve Gizlenmiş ayıp olarak karşımıza çıkan bu sınıflandırma kısaca şöyle açıklanabilir. Alıcının otomobili teslim almasından sonra makul bir süre içerisinde olağan bir gözden geçirme ve kontrol ile tespit edebileceği ayıplardır. Örneğin; aracın camının kırık olması, farın çalışmaması gibi ayıplar karşımıza çıkmaktadır.

Buna karşılık olağan bir kontrol ve muayene ile fark edilmeyen ancak detaylı bir kontrol ve muayene sonucunda ya da aracın kullanılmasıyla ortaya çıkan ve fark edilebilen ayıplardır. Genellikle aracın yapısından kaynaklanan ve aracın kullanılmasıyla fark edilebilen ayıplardır. Sıklıkla karşılaştığımız durumlar; Aracın kaputu ve diğer bölgeleri arasında boya kalınlığı farkı bulunması, bildirilmeyen hasar kayıtlarının ortaya çıkması olarak örneklendirilebilir.

Gizlenmiş ayıp ise satıcının hile ile alıcıdan gizlediği ve sonradan ortaya çıkan ayıplardır. Satıcı ağır kusurlu olarak kasten aydınlatma yükümlülüğünü ihlal etmekte olup malın sahip olmadığı bir niteliği mevcutmuş gibi göstermektedir. Gizlenmiş ayıplarda sonradan ortaya çıkabilmektedir.


Yukarıda örneklerle açıklamaya çalıştığımız ayıp türleri çerçevesinde satın alınan sıfır yahut ikinci el araçlarda bulunan ayıplardan satıcının sorumluluğu meydana gelmektedir. Bu kapsamda TBK. M 227 çerçevesinde alıcının seçimlik hakları hususu düzenlenmektedir.

7.   Alıcının seçimlik hakları
a.   Genel olarak
Madde 227 – Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.
Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.


Satıcının ayıptan doğan sorumluluğu zamanaşımına tabidir. TBK m. 231 kapsamında satın alınan otomobilin ayıplı olması durumunda zamanaşımı hususu dikkate alınmalıdır. Aksi takdirde açılacak olan davalarda süre yönünden usuli olarak reddedilme durumu meydana gelecektir.

9.   Zamanaşımı
Madde 231 – Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz.
Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.


Yukarıda anlatmaya çalıştığımız gibi otomotiv endüstrisi hızla gelişmekte ve pazarlama olanaklarının artmasıyla birlikte büyük bir rekabet oluşturmaktadır. Bu kapsamda üretilen araçların niteliklerinde gerekli değerlendirmelerin ve kontrollerin yapılmadan pazarlanması da bir hayli artış göstermektedir. Sektörde büyük yer kaplayan bir çok otomotiv firması aracın üretimi sonrasında ya da yetkili temsilciye gönderilmesi sırasında oluşan ayıplar sonucunda aracı pazarlamaya devam edip hukuki ihtilafların tarafı olmaktadır.

Aynı şekilde sıfır araçların satışı sonucu meydana gelen hukuki ihtilaflar ikinci el araçların satışı sonucunda da sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Sıfır araçların satışında yetkili satış temsilcisi ve üretim sağlayan tedarik firmasının denetleme mekanizmasının bulunması ikinci el araç satışı açısından karşılık bulmamaktadır. Bu sebeple ikinci el araç satışı sonucu meydana çok fazla hukuki ihtilaf gelmektedir.

Konuya ilişkin detaylı bilgi almak için iletişim bölümünden büromuza ulaşabilirsiniz.

Similar Posts